27 Mayıs 2015 Çarşamba

Aşk Ölümden Uyanıştır



Tess Gerritsen okumaya baya geç başladım. Kitaplığımda uzun süredir durmasına rağmen bu kitabı 1 ay önce okudum.
Kitap, genç bir hemşire olan Nina'nın düğün günü terk edilmesiyle ve bulunduğu kilisenin havaya uçurulmasıyla başlıyor.
Polis memuru Sam, olaya şahit olan Nina'nın ifadesini almak için onunla konuştuğunda, Nina şehirde bir bombacı olduğunu anlar. Sadece bir tesadüf olduğunu düşünür. Peki sadece bir tesadüf müdür ?

Öncelikle yazarın dili gerçekten güzel. Kitaplarda en nefret ettiğim özellik, bir bölüm bitip diğeri başlarken farklı konulardan bahsedilmesi. Hani farklı farklı olayları anlatıp kitabın sonunda birleştiriyorlar ya, işte onu gerçekten sevmiyorum !
Yalnızca kitabın sonunu biraz garipsedim. Kitabı okuyanlar eminim neyden bahsettiğimi anlamışlardır. Sonunu belirleyen bir unsur vardı ama onu geçersek kitap kendini okutturdu. Olaylar su gibi akıyor ve okuması daha zevkli oluyor bu sayede.
Tess Gerritsen favori gerilim kitabı yazarlarımdan biri oldu. Tabii ki 1. Andrew Gross, o ayrı konu :)

Puanım ; 




24 Mayıs 2015 Pazar

2 Broke Girls

2 Broke Girls, milyoner babasının iflas etmesi ve hapse girmesiyle beş parasız kalan Caroline ve garsonluk yaparak hayatını sürdüren Max'in çalıştığı restoranda karşılaşmalarıyla başlıyor.
Daha sonra ikilinin kendi cupcake dükkanlarını açma ve işlerini ilerletme çalışmalarına şahit oluyoruz.

2 broke girls sayesinde dizilere tekrar ısındım. Normalde dizilerin her bir bölümünün 40 dakikadan aşağı olmaması nedeniyle sadece film izlerdim. Ancak 2 Broke Girls'ün birçok yerden repliğini görüp 'sadece 1 bölüm' izlemek üzere bilgisayarımı açtım ve akşama kadar 1. sezonu bitirdim.

Diziyi izleyenlerin büyük bir bölümü Max'e hayran. Ben ise Caroline'a hayranım. Neden bilniyorum ama Caroline'a daha çok gülüyorum. Ayrıca etrafa pozitif enerji yayması sanırım beni ona daha çok çekiyor.

Favori dizime puanım elbette ;





Mindscape / ANNA / Zihin Okuyucu

Anı dedektifleri, insanların çözülemeyen problemlerini çözmek için akıllarına girip anılarını tekrar yaşarlar. 16 yaşındaki Anna ise son derece zeki ve farklı bir kızdır. Hiç yemek yememesi yüzünden ailesi bir zihin okuyucu çağırır ve Anna'nın karmakarışık geçmişine inerler.

Filmi izleme nedenlerimden biri hiç şüphesiz Taissa Farmiga'ydı. Ve filmin bir psikoloji filmi olmasıydı. Psikolojik filmlere her zaman öncelik verdiğim için filmi izlemekte hiç tereddüt etmedim.

Filmin sonu beklediğimden çok farklıydı. Zaten filmi izlerken neye inanıp neye inanmayacağınızı şaşırıyorsunuz ve anlam kargaşası ortaya çıkabiliyor. Ama çoğu psikolojik filmde olduğu gibi filmin sonu herşeyi bir sonuca bağlıyor.
Ben gerçekten etkileyici buldum. Psikolojik filmlerinden çoğunda etkileniyorum farkındayım ama gerçekten imdb puanını hak etmiyor. Film 6,5 ve ben filmin 7,0 'dan aşağı olmaması gerektiğini düşünüyorum. Film tek düze ilerlemiyor. birçok ayrıntı var. Filmi dolduruyor.

Puanım ise ;